Türkiye’de yaşanan deprem felaketiyle birlikte gözler, uzmanların yıllardır dikkat çektiği Marmara’ya çevrilirken, İstanbul başta olmak üzere iş dünyasında dönüşüm için çalışan kesimlerden taleplerin arttığı görülüyor. Pandemi ile tanıştığımız uzaktan veya evden çalışma düzeninde, bu yeni iş yapma biçimi tam olarak olmasa da pandeminin sona ermesiyle birçok şirkette geçerliliğini sürdürüyor. Beyaz yakalı kesimin erişebileceği bu iş düzeni, İstanbul’da yaşama zorunluluğunu sona erdirebilir mi?
Dünyanın pandemi ile tanıştığı uzaktan çalışma sistemi, barındırdığı avantajlar nedeniyle farklı biçimlerde denemelere yol açıyor.
Türkiye’de pandemi sürecinde uygulanan kısa çalışma ve işsizlik yardımları yine OHAL kapsamında deprem bölgesinde devreye girdi.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken, afetin travmasını hafifletmeye çalışan ülkede ekonominin kalbinin attığı Marmara Bölgesi için uyarılar yapılıyor.
İTO İstanbul Ücretli Geçim Endeksi’ndeki değişim son 10 yılda yüzde 389,09, son 3 yılda ise yüzde 162,26 oldu. Bir de gelirini aynı oranda artıramayan beyaz yakalılar var.
Verilere dayanmayan pek çok iddia bulunurken, bu tür gündemlerin çevre illerde de fiyat artışlarını tetiklediği dikkatlerden kaçmıyor.
Sosyal medyada alanında uzman kişilerin yer aldığı paylaşımların artmaya başladığı görülürken, pandemi sürecinde pek çok şirketin uzaktan çalışma modelini başarıyla yürüttüğü görüldü.
Şirketler için istihdam çeşitliliği sağlayan uzaktan çalışma biçimi, hem patron hem de çalışan açısından da alanı genişletebiliyor.
Dikkat çeken bu paylaşımın devamında ise uzaktan çalışma sistemi ile bu sisteme geçiş yapamayan departmanların eli rahatlıyor.
Maalesef can kaybının yanı sıra ekonomik yükünün de hesaplanmaya çalışıldığı beyin sarsıntısı sonrasında,
Konut piyasasındaki balonun yanı sıra tehlike sinyalleri geldi ve konut gerçek bir sorun haline geldi,
Enflasyon sarmalında Türkiye’yi de etkileyen konut sektöründe rant kaygısının buna fırsat verip vermeyeceği bilinmiyor.
Yine de yatırım tavsiyesi olarak; Türkiye ekonomisinin birçok kolunun ana damarı hatta İstanbul’un kalbi olan Marmara Bölgesi,
Yükün kaldırılmasıyla birlikte tüm yumurtaların aynı sepette toplanmaması fikrini öngörmek için mantıklı düşünmek yeterli olabilir.
İş imkanları ve sosyal imkanlar sağlandığı takdirde İstanbul’dan ayrılabilecek büyük bir kitlenin olacağı da tahmin edilebilir.